“`html
T24 Politika
DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, Kürt meselesinin demokratik yöntemlerle ele alınması için TBMM Başkanlığı’na bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını önerdi. Sakık, Kürt meselesinin Türkiye’deki pek çok soruna temel oluşturduğunu ve toplumsal yoksulluğu artırdığını ifade etti. Ayrıca, bu sorunun çözülmemesinin ülkenin genel anlamda gerilemesine yol açtığını vurguladı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin PKK lideri Abdullah Öcalan için yaptığı çağrının ardından, kamuoyunda ve siyasi arenada yeni bir çözüm sürecinin gündeme geleceği yönünde yorumlar yapıldı. DEM Parti’nin Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, bu bağlamda TBMM’ye bir önerge sundu. Sakık, örnek olarak İngiltere’nin İRA ile barışçıl bir anlaşma yaparak sorunu çözdüğünü belirtti ve Türkiye halklarının da toplumsal barışı sağlama kapasitesinin olduğunu ifade etti.
DEM Partisi’nin Sırrı Sakık tarafından TBMM Başkanlığı’na sunulan Meclis Araştırma Komisyonu önergesinin tam metni şu şekildedir:
“Kürt meselesinin çözümsüzlüğü umutsuzluğu artırıyor”
“Kürt meselesinin bir asırdan uzun süredir devam eden çözümsüzlüğü, Türkiye’de büyük acılar ve insani kayıpların yanı sıra derin yoksulluk yaratmıştır. Diğer dünya ülkeleri benzer sorunlarını barış yoluyla çözerken, Kürt meselesinin çözülmemesi Türkiye’nin her yönüyle gerilemesine yol açmıştır. Uzun süredir devam eden çatışmalar, ülkenin çok sayıda insanını kaybetmesine, toplumun yoksullaşmasına ve enerjinin kaybedilmesine neden olmuştur. Kürt sorununun çözümsüz kalması nefreti, acıyı ve umutsuzluğu artırarak çözüm maliyetlerini yükseltmektedir.
Bütün bu nedenlerden dolayı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Kürt sorununun demokratik yollarla çözümü için gerekli katkıyı sağlaması ve toplumsal barışı inşa edecek yöntemler belirlemesi için Anayasa’nın 98. ve Meclis İçtüzüğü’nün 104. ve 105. maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulması gerekliliğini arz ediyorum.
Kürt meselesinin çözümsüzlüğü, demokrasinin önündeki en büyük engellerden biri olarak varlığını korumaktadır. Bu sorun, inkâr, asimilasyon ve isyan kısır döngüsüne hapsedilmekte; demokratik bir ortamda ele alınmamaktadır. Bu durum, insani, siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel sorunları derinleştirmektedir. Sadece son 50 yıl içinde yaşanan çatışmalar, 50 binden fazla insanın hayatını kaybetmesine ve ülkenin 2 trilyon 256 milyar dolar maddi kayba uğramasına yol açmıştır. Güncel net dış borç miktarının 263,7 milyar dolar olduğu göz önüne alındığında, bu kaybın büyüklüğü daha net anlaşılacaktır.
“Türkiye halkları toplumsal barış için yeterli güce sahiptir”
Son yüzyılda Amerika Birleşik Devletleri’nde kölelik ortadan kaldırıldı, Güney Afrika’da Apartheid rejimi sona erdi, Şili’de Pinochet ve İspanya’da Franco baskısı son buldu. İngiltere İRA ile sorununu barış yoluyla çözdü. Filipinler’de ise moleküler düzeyde çözümler üretildi. Türkiye halkları da toplumsal barışı sağlamak için gerekli iradeye ve güce sahiptir. Bu topraklar, çözümsüzlük politikalarının bedelini ağır ödemiştir. Bugün Türkiye, on binlerce kayıp, yoksulluk ve geleceksizliğe maruz kalmıştır. Çözümsüzlük yüzünden demokratikleşme sürecinde ilerleme kaydedilememiştir.
Tüm sorunlar için çözüm yolları bellidir: demokratik müzakereler ve diyalog. Çözüme ulaşması mümkün bir sorunu şiddet ve çatışma bağlamında tutmak, ülkeye hiçbir fayda sağlamaz, aksine zarara yol açar. Bu nedenle Kürt meselesinin demokratik çözümü ve atılması gereken adımlar parlamentonun ve tüm siyasi kurumların ortak sorumluluğundadır.
2013’te Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde kurulan “Çözüm Komisyonu” önemli bir çalışma olarak hatırlanmalıdır. Tüm bu sebeplerle Kürt sorunuyla ilgili demokratik çözüm yollarının belirlenmesi ve çözümün önündeki engellerin tanımlanması, dünya deneyimlerini rehber edinerek Meclis bünyesinde bir araştırma komisyonu kurulmasını zorunlu kılmaktadır.
|
“`